Merhabalar, ismimin pek önemi olmayacağı kanısındayım... Farklı isim ve mekanlar ile sizlere yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum. Adım Talat, 24 yaşındayım ve bundan 5 yıl önce başımızdan geçti... Ben o yıllar da 19 yaşında 1.78-1.79 boylarında buğday tenli bir gencim. Annem ise; babamdan 6 yıl önce boşanmanın vermiş olduğu rahatlıktan olsa gerek, ilerleyen yaşına rağmen (41) 67-69kg. arası, 1.75 boylarında beyaz tenli ve ela gözlü, siyah saçlı, giyimine ve görünümüne özen göstermesini bilen bir kadındır annem / CANDAN.
İkili ilişkimiz o zamanlar da babamın yokluğundan mütevelin, oldukça iyi hatta anne oğuldan öte iki arkadaştık, adeta! Benim arkadaş çevrem kıttı biraz. Daha çok benden büyük olan Hasan (21), Hüseyin (21) ve Hüseyin'in kardeşi Kibar (17) ile takılırdım. Özellikle Hasan ve Hüseyin gayet yakınlar, aramızdan su sızmazdı. Halısaha maçından tutun, kahveye hatta gittikleri birahanelere dahi benle gider, iyi vakit geçirirdik. Annem ise bir kuaför de çalıştığından akşam 19:00-20:00 saatleri evde oluyordum, annem yokluğumu dahi anlamazdı. Gel zaman, git zaman benim matematik sınavım yaklaştığından kibardan yardım istedim, olur dedi... Sonra da Hüseyine bahsettim ve kabul etti, olmazsa Hasan ile bende geleyim de dersten sonra senin bilgisayarda takılalım dedi, kabul ettim ve sözleştik. Saat 17:15 sıralarıydı üçüde geldi, Kibar'la yaklaşık 50-55dk. kadar çalıştık... Ağabeyi sonra kardeşine sıkılma sen, artık gidebilirsin diyip yol verdi! Ve biz üç arkadaş başbaşa kaldık. Hasan durun da size çay demleyeyim, gözünüz çay görsün diyip beni de aldı; Mutfağa çaydanlık, çay vs. yerlerini göstermem için gittik. Hüseyin o sırada benim bilgisayarı açmış, oyunları inceliyordu geldiğimde... Çaylar gelene kadar oyunlarla takıldı. Hasan demliği ve bardakları getirdi, çayları doldururken bana; Talat sadece oyun mu var? diye ilk başta anlam veremediğim bir soru sordu!.. Ben de anlamadığımdan nasıl yani..? diye sordum. Hüseyin ise açık konuş Hasan, anlamıyor bak dedi. Hasan ise ya di, senin bilgisayarın da açık film var mı, korkma aramızda kalacak! dedi. Ben, bu soruyu beklemiyordum açıkçası, hali ile yok dedim... Meğer yüklü gelmişler, Hüseyin hemen lafa girerek anlaşıldı, iş başa düştü... Kendi cebinden CD çıkardı ve bana tak da izleyelim biraz dedi. Bu ne diye sorunca, bu Hasan'ın sorduğu film türünden, porn. Tak hemen de bir bakalım dedi. Ben olur mu, olmaz mı vb. derken Hasan bilgisayara taktı ve beni de aralarına alıp, izlemeye başladık ki; O sırada saat 18:30 civarı olmuş, annem daha gelmemiş!.
Bir müddet sonra bunlar pantolonlarını indirdi ve külotlarını dizlerine sıyırıp yaraklarını sıvazlamaya başladılar yatağımda... Bana da; nasıl rahat ediyorsun öyle,çıkarsana sen de! Kalkmıyor mu? diyip gülünce kıs kıs. Ben de olur mu, kalkıyor tabi diyip pantolon ve külodumu indirdim! Benim ki, 13-14cm olmasına rağmen ince kalıyordu. Hasan'ın 11-12cm ama oldukça kalın, Hüseyin'in ise rahat 17-18cm boyların da ve abartısız kol çapında, adeta bir kol boyutuna varwıştı. Öyle ki; İkisi de ihtiraslı, 31 çekerken nefes nefese izliyorlar ama Hüseyin adeta kendini parçalıyordu, o boyutada normal olsa gerek... Filmin ortalarına doğru Hüseyin kalkıp gitti, ben müdahil olmadım, tuvaletedir diye! Hasan ile devam ettik izlemeye. Derken geldi, elinde annemin kirli çamaşırından yanları ve popo tarafı dantel olan siyah külotu ile! Ben şok olmuştum. Hemen ne yaptığını sordum. Bana, senin ile iyi bir arkadaşlığımız var, bunun için biribirimizi üzmeye değmez! Hem merak etme, annenin ruhu duymaz!.. dedi. Gerçekten de sayılı arkadaşlarımdan olan Hüseyin ile Hasan'ı kaybetmek işime pek de gelmiyordu. Zaten; Öyle bir vaziyetteydik ki, ben ve onlar benim yatak odam da, yatağımda yarı çıplak ve gerek yaşları gerek yarakları ile beni ziyadesi ile sindiriyorlardı. Sadece;
Hüseyin'e keşke siyah olanı getirmeseydin, iz kalabilir diyebildim!
Dha sözümü bitirmemiştim ki, Hasan oda ne güzel kadın kotu, ben de alıcam diyip banyoya atıldı, ben deseniz çaresiz sustum... Derken o da elinde beyaz, sade bir külotu yarağına sürte sürte geldi yanımıza, ben 31'i bıraktım, gözüm yaraklarına sürttükleri külotlarda kala kalmışken, Hüseyin; Bakacağına sende getirsene kendine çok hoş bir hissi varmış... diyerek banada önerdi. Tabi ki, ben kabul etmedim! Hasan bu defa neden 31 çekmiyorsun, yoruldun mu? diye sordu hayır demem ile Hüseyin benim aleti kavrayı verdi, Sert biçimde 31'e başladı. Çok canım yanıyor, dayanamıyordum acıya!.. Durmasını istemem, hatta yalvarmam dahi faydasızdı! Çok sürmedi acıdan sırt üzeri yatağa yığıldım, kendimden geçmiştim adeta! Hüseyin desen asıldıkça asılıyor, banamısın demiyordu. Artık çaresizce kaderime razı, inliyordum... Bir müddet sonra Hasan devreye girip Hüseyin'i durdurdu ve yarağıma ve taşaklarıma önce öpücükler ardından emmeye başladı... Hoşuma gitmişti, elime saçını enseden kavramış, canımı daha fazla acıtmasınlar diye izin veriyordum! Bu arada saat 19:20 civarı olmuş, filmin sonlarına yaklaşmıştık. Devreye tekrar Hüseyin girdi ve 31 çekmeye kaldığı yerden devam etti film boyunca... Tabi ben de acı içinde kıvranmaya!
Öyleki saat 20:05-20:10 arası olmuş. Hasan ve Hüseyin kendi yaraklarına ve Hüseyin'in aynı zaman da benimkine aralıksız yüklenmeleri semeresini vermeye başlamış, bir bir spermlerimiz gelmeye başlamıştı. Onların hele ki ellerindeki külotlar sırıl sıklam olmuş, hele ki, Hüseyin'in elindeki siyah beyaz bir hal almıştı...
O esnada annem öfke ile girdi içeri, zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız bile!.. Onlar hemen irkilip ayağa kalktı ve annemi sakinleştirmeye çalışırken ben, daha yatakdan doğrulamamıştım bile.
Yüklenmeden kızaran ve dimdik olan yarağım açıkta, yatakda yarıçıplak annemin gözleri önünde kalakalmıştım!.. Dahası annem yatağımda ki sırılsıklam külotlarını görünce iyice çıldırdı ve sesini yükseltmeye hatta küfüre başlayınca Hasan anneme bir tokat atıp susturdu! Hüseyin, anneme dönüp; Bak şimdi bana, nasıl bir sürtük olduğunu ve komşu esnafla olan ilişkini oğluna saymamı istemiyorsan, uslu bir kız olucan ve biraz eğlenmeye göz yumacan! Ben daha yeni yeni doğrulmuşum o esnada... Hüseyin ne söyleyecen bana diyince, annem hemen lafa atlayarak yok bişey, tamam dinlensen diyip, Hüseyin ile Hasan'a odadan çıkalım dedi. Onlarda tamam dedi ve çıkacaklarken... Az çok olayı anladığımdan (BELLİ Kİ, KULLANILMIŞTIM!) durun, hiç bir yere gidemezsiniz... Anneme, ne diyeceksen onlara burada söyle!diyince. Annem kem kümleri sıralarken Hasan uzatma Candan, ne diyeceksen de bekleyemem sizi bütün gece!.. dedi. Mecbur kalan annem;
Yalvarırım gençler, oğluma dokunmayın! Gelin odama ben sizi yeterince tatmin ederim, dedi. Tabi ben şaşkınlıktan gözler faltaşı!
Hasan gülerek Hüseyin'e; Salak kadın bizim oğluna sulandığımızı sanıyor diyip gülüştüler önce, sonra ciddileşip Hasan; O bizim arkadaşımız, onuda katacaz eğlencemize diyince, annem de bende ne diyeceğimizi şaşırdık!.. Biribirimize boş gözlerle baka kaldık. Derken Hasan elini verip beni ayağa kaldırdı, Hüseyin annemi kucakladı... Annem kucak da ben, Hasan ile el ele annemin odasına geçtik. Annem yatağının çarşafını açmak için öne doğru eğilmiş;
Beyaz tişörtünün altındaki sütyen, sırtından belli ediyor, beyaz üzerine desenli bileklerine uzanan ince eteği altındaki külot ise ayrı bir göz şöleni sunuyordu bize.
Derken Hüseyin arkasına geçip o vaziyette ki annemin poposunu, eteği üzerinden okşamaya başladı... Biz elimiz yaraklarımızda izliyorduk! Annem doğrulmaya çalışsada, önce izin vermedi ve eteğini yukarı kaldırmaya başladı Hüseyin. Fazla sürmeden poposunu olduğu gibi gösteren, arkası dantelli beyaz külotu ile kalakaldı önümüzde... Hasan, Hüseyin'e anlaşılan annemiz götünü çok beğeniyor baksana dantelsiz külot giyinmiyor! Bu esnada Hüseyin dizleri üzerine çöküp baldırlarından popoya doğru emmeye başladı annemi; Bacak arasına geldiğinde annem ufak bir iç geçirme ile beraber baldırlarını kasmaya başladı. Hüseyin ise istifini bozmaksızın külotu üzerinden am ve popo bölgesini öpüyor, transparan olan arka kısımda yoğunlaşıyor, biz ise zevkle 31 çekiyorduk. Sonra:
Annemi doğrultup, kendisi soyunmaya başladı ve annem ile bize de soyunun dedi. Ama; Hasan dur bakalım Candan, seni ben soymak istiyorum diyip annemin yanına geçti ve eline sikini koydu, haliyle annem tahrik oluyordu, elinde ki yarağa öylece bakıyordu ki; Hasan dudaklarını öpmeye başladı... Gayet yumuşak ve kibardı, öperken annemin saçını şekillendirmede kullandığı tokalarını eliyle alıyordu saçları arasından, saçı sonunda dağınık halde, elinde yarak öylece çok seksiydi, çok tahrikkardı... Hasan öpmeyi bıraktı ve hadi güzelim elinde tuttuğun istisnasız senindir artık, kaçarın yok... Başla artık okşamaya! Annem; Gayet donuk halde, tamam... Uslu bir kız olup dediğinizi yapacam. Ama aramızda kalacak, tamam! dedi. Hasan uzatma kız, diyip kesti sözünü! Ve annem başladı eline verileni yavaşça okşamaya. O okşarken Hasan ise elleriyle boynundan kavrayıp dudaklarını öpmeye başladı, annem kapamış gözlerini okşamaya dewam ediyordu. Hasan ise iyiden iyiye sertleşiyor, dudaklarını emmek bir yana yiyiyor, ara ara canı yanan annemin acısı yüzünden belli. Başını kah geri, kah sağa-sola oynatmaya çalışsa da elleri adeta mengene misali, Hasan elleri ile kavramış başını bırakmıyordu... Bir müddet sonra ise öpmeyi bırakınca, annem de soluklanma fırsatı yakaladı ve soluk borusuna kaçan tükürüklerden dolayı olsa, kendini can harbi ile iki üç adım geriye atıp öksürük krizini kontrol etmeye çalışıyordu. Boş durmayan Hasan o esnada anneme sokulup, tişörtünü çıkarttı. Vücudunun beyazlığı bizlerin, özellikle benim ağızımı açıkta bıraktı. Teni sütten farksızdı!.. Hasan ara vermeksizin arkasına geçti ve saçını yana toplayıp, boynunu emmeye başladı ve elleri ile sütyen koçanını açıp göyüslerini sergiletmek istesede annem elleri ile kapayıp göyüslerini bana, hadi Talat dışarı çık odadan, benim ilişki anımda olmanı istemiyom, hadi oğlum... Ben hemen söze dahil olup, olmaz Candan. Ben ne haldeyim şuan biliyormusun? Yarağımın kafası zonkluyor, korkarım izlemekle de yetinmeye bilirim!.. Annemin gözleri ayrıldı, tam bişeyler mırıldanacakken söze Hüesin girip, karışma arkadaşıma bak; Ya adam gibi eğlendir üçümüzü yada sen bilirsin, diyince annem sustu. Hasan İse boynunu emmeye kaldığı yerden devam etmeye başladı derken kulak dibinden kulağına kadar uzandı ve elleri ile göyüslerini örtmeye devam eden annem tahrik olmaya başlamış içten içten inliyordu / iimmm.. vb. Bu esnada Hüseyin; Candan mememlerini göremiyorum hala, ne zamana saklıyorsun! dedi. Annem kendinden geçmiş, oralı olmuyordu, derken Hasan arkadan göyüsleri kavrayan elleri bileklerinden tutup her iki yana açtı. Artık o salkımları önümüzde sere serpe duruyordu. Hüseyin yaklaşıp anneme önden, sikini göbeği ile eteği üzerinden bacak arasına gezdirmeye başladı. Annemin çıplak göbeyine her değişinde karın kasları hareketleniyordu zevkten... Hüseyin fazla zaman kaybetmeden dudaklarını öpmeye başladı, annemin her iki yanda olan elleri onu çaresiz bırakıyor, avuçlarını sıka bıraka kendini öylece erkeklerine sunuyordu. Hüseyin ise iyice coşmuş, annemin ağzına artık dilini indiriyor, öyürte öyürte kah gırtlağına indiriyor, kah ağzının için de dilini gezdiriyordu ki o esnalar annemin yanaklarının şişip şişip inmesindende anlaşılıyordu!
Bir yanda Hasan, diğer yanda Hüseyin; Annem soluk soluğa, gözler kapalı adeta baygın gibi kendinden geçmiş o elleri desen ölü eli gibi hareketsiz. Anı doyasıya yaşıyordu... Bir müddet sonra ikiside durdu! Hüseyin'in annemin ağızından ağızını ayırma anını görmeliydiniz, dudakları arasından çenesine akan salyalar beni benden almıştı!.. Hüseyin, annemin eteğini çıkarıp, Hasan ile beraber külotla yatağına yatırdılar. Zar zor araladığı gözleri ile başında ki, biri kanından üç çıplak ve sikleri kazıklaşmış erkeğe öylece hareketsiz bakıyordu. Hüseyin soluna uzandı ve annemin sol kolunu başının arkasına yaslayıp, göyüsünü 0,5cm uzaktan izlemeye başladı ve bana dönerek gelsene bu hazineden mahrum kalma, uzan yanına diyince ben de sağına yattım annemin. Hüseyin, Talat annenin kolunu sende annenin başının arkasına götür ki sen de rahatca hareket edebilesin dedi ve dediğini yaptım. Nefes alıp verdikçe şişen göyüs kafesleri ile göyüsleri öne çıkyordu iyice... Fazla da dayanamadım ve sağ tarafını bana sunan annemin sağ göyüsünü emmeye başladım, beklemeksizin de Hüseyin sol göysüne abartısız söylüyorum yumuldu. Ben nede olsa annemdir canı yansın istemediğimden meme ucunu usulca emerken Hüseyin eliyle sıkıp sıkıp ağzını resmen obez çocukların yemeği daha çok yiyebilmeleri için ağızlarını açmalarına benzer açıyor, kadını resmen yiyiyordu. Annem onun bu sertliğine karşın artık sabredemiyor gazlerini tavana dikmiş acı acı hem inliyor hem de başının arkasındaki elleri ile şarşafları çekiştiriyordu. Bu beni tahrik etmeye başladı ve ilme aldığım memesini bende sıkıp hafif ısırıklar atmaya başlyınca iyice soluk soluğa kaldı, öyle ki bir ara acıdan gözleri yaşardı ama yine de durun demedi hep kaderine razı inliyordu!!!
Hasan bu arada dizleri önüne çökmüş yatağın başında, annemin bacaklarını eme yalaya bir yandan da okşayarak bacak arasına kafasını dayadı ve bu zaman zarfında annemin bacak kasları istemdışı kıpırdanıyor annem iyice kendinden geçmiş derin derin solumaya gayret ediyordu. Hasan duraksayıp annemin külodunu aldı poposundan, külot ıslanmıştı orgazm sularından. Hasan ise hazinesine emin adımlarla ilerliyordu, bacakları eliyle alıp omuzuna koydu ve kafasını direkt annemin bacak arasına yerleştirip am yanakları ile deliğine dilini değdirmeye başlayınca annemin kasılmaları ve kıpraşmalarıda arttı hali ile... Eee.., kolay değil üç erkek ve üçü de aynı anda aralıksız iş başındalar. İkisi göyüslerini YİYİYOR, biri bacak arasın da delik avlıyordu. Kolay olmasa gerek! Derken bir müddet sonra biz göyüslerini Hasan ammını ve popo yanakları ile deliğini işlemeyi bıraktık. Candan yatakta öylece soluk soluğa kalmanın etkisi ile boğazı kurumuş yutkunuyordu sıklıkla. Biz ise Hüseyin ile sömürdüğümüz göyüslerin haline bakıyorduk. Beyaz teninin de etkisi ile göyüsleri kızarıklık içinde kalmış salya ve tükürükleri saymıyorum bile, bacak arası yine orgazm ve tükürüklere bulanmış durumdaydı. 1-2dk. ara ardından Hasan kalın yarağını annemin bacak arasına yasladı, ama annem istemiyordu... Annem; Durun gençler yapmayın hamile kalabilirim, içime koymayın nolur. diyiyordu. Ama nafile ben dahi kimse dinlemiyordu. Derken Hsan yarağının başını ammına sürtmeye başlamış, annem iyiden iyiye huysuzlanmıştı. Derken başını ve dahasını zorlana zorlana içine ittirmeye başladı, bir yandan da deliğin darlığından söylenip duruyordu. Annem deseniz, elleri ile Hasanın karnına uzatmış gelmesini önlemeye çalışıyor, o içine bastıkça da inlemek bir yana, bağıra bağıra yalvarmaya başlamıştı bize... Öyle ki, çığlık çığlığa; '' HASAN HAYIR, YALVARIRIM CANIM ACIYOO.., AH-AAHHH..., YIRTIYORSUN BENİ, HHAAASSAAANN.. YA AAHH..'' Hasan git gele başladığında ise annem kendinden geçmiş için için inliyordu. Derken işini bitirince sıra Hüseyine geçti, annemin bacaklarını omuzlarına kaldırıp o iri ve uzun yarrağın başını am deliğine dayadı ve beklemeden zorlamaya başladı Hasanınkinden de kalındı ve bu annem de yıldırım etkisi yaptı, kendinden geçmiş annem bir anda çığlığı bastı ve kurtulmaya çalıştıysada biz Hasanla, annemse halen daha kurtulmaya çalışıyordu Hüseyinin altından, bir yandan da Hüseyin ittirdikçe; '' HÜSEYİN, HHÜÜÜSSEYİN AAHHH.., DUR, DDUUURRRR..,CANIMI ACITIYOSUNUZ AAAYYY.., YAPMAYIN YYAAA.., TALAT SEN ANLA OĞLUM, DDUUURRRUUNNN..., ÇEKİN ŞU YILANI İÇİMDEN YYYAA.. LÜTFEN''Hüseyin hedefe odaklanmış annemin tabiriyle yılanını ittirdikçe ittiriyor, annem desen soluk soluğa gözler olmuş faltaşı yalvar yakar saniyeleri kovalıyordu. Nihayet tamamını soktuğunda annem öğürmeye başladı, karnının içinden mideye vuruyordu artık, kanter içindeki annem ölüden farksız yatıyor çaresiz ve çıkarmasını bekliyordu artık ki 1dk. kadar pompalayıp çekti annemin içinden yılanını Hüseyin. Annem de de zaten derman kalmamıştı, biz çıktık o da uykuya daldı öylece.