Bu yüzden mastürbasyon yapmaya karar veriyorum. Doğru yer olmasa bile doğru zaman. Odanın kilidi yok ve bu gece de herkes benle sohbet etmek istiyor gibi. Bu yüzden kapıyı kapatmaya gittiğimde herkesin nerede olduğundan emin olmak için sesleri dinliyorum ve bakınıyorum. Terapist, telefonda kız kardeşiyle konuşuyor. Her zaman uzun konuşurlar. Kocası sonunda kataloglarla dönebilir ama her zaman kapıyı çalar. Delia banyoda saçlarını yıkıyor. Bill hala işbaşında; burgerleri yutmakla meşgul. Kanepeye uzanıp, ayaklarımın üstüne bir battaniye çekiyorum. Pantolonumun belinden aşağısına ulaşıp hafif hafif kendime dokunuyorum. Mastürbasyon bazen harika geliyor bazen hiç de öyle hissettirmiyor. Bazen sonuçta boşalabilmek için bir anlamda zorlamak gerekiyor. Şimdi ise harika geliyor; kapı heyecanıyla cinsel heyecan karışıp tansiyon yükselttiği için.
Pantolonumun altında, örtülerin altında ince ince, gizli gizli oynayarak, sevgiyle kendime dokunuyorum ve yüz ifademi kontrol etmeye çalışıyorum. Böylece biri içeri girerse klitorisimle oynuyormuşum, onu eski dostumu, şefkatle okşuyormuşum ve dışarıdaki sesleri sanki seksi sözler gibi dinliyormuşum gibi değil de yalnızca dinleniyormuşum gibi görünsün. Biri mi yaklaşıyor? Bu durumda parmaklarımı daha hızlı oynatıyorum. Ses uzaklaşıyor. Üçüncü parmağımı basit, bildik zevk için içime daldırıyorum. Bu beni nadiren orgazma yaklaştırır ama zengin ve huzurlu gelir. Şimdi hiç acelem yok.
Çoğu kadın mastürbasyon yapar, değil mi? Connie yapardı. Geceleri uyumak için, dinlenmek için orgazma olmak için hızla, neredeyse şiddetle yapardı. Bir zamanlar, içine, bir şeyler, vibratörler, şişeler, sebzeler koymaktan hoşlanan kendi penisine sahipmiş gibi yaparak evde dolaşan bir kız arkadaşım vardı. Koyduğu şey sonunda düşünce, boşalana kadar onunla sevişirdi. Başka bir sevgili, dergilerde kadın resimlerine bakıp onlar kendisiyle yatıyor ya da onu istiyorlarmış gibi yapardı. Bir başkası, kendisi yaparken seks ya da mastürbasyon yapan insanlarla ilgili öyküler okumayı severdi. Okulda oda arkadaşım bir keresinde, tabii ki sarhoştu, Alman kahyaya bacaklarının arasını yalamayı öğrettiğini söylemişti. Bir sürü öykü. Hatta on yedimin başlarında katıldığım bir “bilinçlendirme” grubunda kadınların, bu işi yapmayı kocalarından ya da erkek arkadaşlarından öğrendiklerini ve buna onların izin verdiğini söylediklerini duydum. O zaman hemen gruptan ayrıldım, çünkü böyle kadınlarla nasıl konuşabilirdim?
Ama hiçbir zaman bunu yavaşça, şefkatle, sanki gerçekten kendisiyle sevişiyormuş gibi yapan bir kadın tanımadım. Bazıları yapıyor olmalı ama bunun hakkında konuştuklarını hiç duymadım. Sanırım bu kadar kendime dönük olmak rahatsız edici. Ya da yanlış veya kötü.
Ortasında kısa bir süre Connie için yapacağım kılık değişikliğini uyguluyormuşum gibi erkek rolü yapıyorum. Erkeklerin mastürbasyon yapmalarını yalnızca bir defa Jean Genet'in 1950'de yaptığı hapishane filmi Un-Chant d'Amour'da görmüştüm. Bundan adamların hapishanede bütün yaptıklarının mastürbasyon olduğu duygusuna kapılıyordunuz ve onların o çok değerli organlarını yaramaz çocuklar gibi parmaklayışlarını izlemekten çok çabuk yoruluyordunuz. Hala çok açık ki erkekler “küçük bilmem kim”lerini çok seviyorlar ve yine açık ki cinsel ayıp diye bir şey duymamışlar bile.
Ama benim “Penisim şirin değil mi?”i fazla sürdüremiyorum, çünkü bu battaniyenin açılmasına ve karnımın boşluğa itilmesine neden oluyor. Böylece de projemin gizliliği tehlikeye düşüyor.
Bu yüzden örtünüp yine kendim oluyorum. Biraz sonra yüzüm çarpılıyor ama belli belirsiz. Hala kontrollüyüm. Elimi birkaç kere yukarı aşağı oynatıyorum. Daha hızlı ve yüksek sesle nefes alıyorum ve gözlerimi kapatıyorum. Bazen uzun orgazma olduğumda gelen, şişirilmiş, iyi olma duygusunu hissetmeye başlıyorum. Bir an kaygı doluyum. Her sorunun basit ve sakinleştirici bir yanıtı olduğunu biliyorum. Vajinamın içindeki kaslar atıyor ve çarpıyor, ben beynimi boşaltıyorum böylece vücudumun bana sunmak üzere olduğu geçici ve ani gerçek için yer kalıyor. O ne? Mağara ve Connie düşüyor birden aklıma, sonra kapı çalınıyor. “Bir dakika”, diyorum, çok nefes nefese olmadığımı umarak. Sonra boşalıyorum, boşalıyorum, boşalıyorum.